Leyla Asan

Leyla Asan

‘Anne!’ dedim cılız bir sesle. Hayal kırıklığım boğazımda öyle bir düğümlenmişti ki annem duymadı sesimi. Sonraki günlerde de bir daha hiç duymadı zaten beni. Marifetli elleriyle iğnesini, elindeki kumaşa her batırışında yüreğimde bir daha hiç kapanmayacak yüzlerce delik açıldı benim. İğnenin battığı o kumaş olmak isterdim bazen, annemin emek verdiği herhangi bir şey… Misafir diye ilgi gösterdiği müşterisinin çocuğu ya da eline aldığı mezura, diktiği herhangi bir elbise , hiç değilse geceleri başını koyduğu yastık…Ama hiçbiri olamadım, kumaşa batan iğneler yüreğimde delikler açmaya devam etti. Ben o deliklerden kan kaybederek ölümcül yaralarla büyüdüm…

Sanatsal yazınlarının arka planında daima sevginin insan hayatındaki önemini vurgulayan yazar, sağlam bir teknikle kurguladığı öykülerini adeta çocuklar, içimizdeki çocuklar ve de çocuk kalbi taşıyan iyi yürekli insanlar için yazmıştır.

Bir çiçeğe gülümse, içimdeki çocuk
Gülümse ama yalnızca benim için.
Sensiz, dünyamın bütün renkleri soluk
Sen de ağla, geri gelmez günlerim için…