Deniz Deryaoğlu Ertem

Deniz Deryaoğlu Ertem

Başıma ne geldiyse merakımdan geldi benim. Hayatım boyunca otu boku merak etmekten, başım hiç dertten kurtulmadı. Bu kitabı da meraktan yazdım zaten. Yoksa ne yazarım ne de şair. Kitap okumayı severim ama kitap kurdu da değilim. Baktım herkes bir şeyler yazabiliyor, ben de deneyeyim dedim. Düşündüm düşündüm konu bulamadım. En iyi bildiğim şeyi yazdım.

Kendi hayatını kendi yazan bir deliyim ben. Sizlere 13 senelik sağlıklı, 37 senelik engelli ömrümde tüm engelleri aşıp, hayatın dibine kadar didikleyip, nasıl suyunu çıkardığımı anlattım. Portakalda vitamin halimden başlayıp, bu güne kadar geldim.

Şimdi diyeceksiniz ki; “Bize ne senin hayatından?.” Haklısınız. Başta ben de sadece sevdiklerime benden bir hatıra kalsın, bastırır onlara hediye ederim, diye yazdım. Sonra; her okuyan o kadar güldü, eğlendi, biraz kederlendi az sonra da kederine güldü ki; “Bunu herkes okumalı!” dedi. Ben de bir deneyeyim bakalım, başkaları da okumak ister mi kitabımı dedim.

Eğer kütük gibi romanları, klasikleri seviyorsanız; beni hemen bırakıp kaçın. Çünkü ben size birkaç saat de olsa bol eğlence, biraz hüzün, bazen de şükür vadediyorum. Çok uzun değilim, hemen okunup biterim.
Çok dramatik hayatlara bile çok mizahi bir gözle bakabiliyorsanız eğer, siz işte o zaman özelsiniz.
Dertlerinize gülüp geçebileceğiniz kadar keyifli bir hayat yaşamanızı diliyorum.

Umarım seversiniz beni...