birden aklıma geldi devem bu gece beni sırtında dolaştıracaktı yerimden fırladığım gibi koşmaya başladım oyuncakçı kapatmış ama ben oyuncakların gürültüsünü kapı arkasından işitiyorum ...
İsviçre yi İmparator 1 albert adına yöneten vali gessler düklük şapkasını altdrof meydanında bir direğe astırır ve gelen geçenin buna selam vermesini emreder tell gessler in şapkasını ...
köye geldiğimden bu yana on gün geçmişti kar yağdı her yer buz kesti sınıfın penceresinin ve kapının aralıklarını kağıtlarla tıkamaya çalıştık o gün üç ve dördüncü sınıflarla yazı çalışması ...
keloğlan sabahları kırlara çıkar çalı çırpı ot toplar ve sırtına yüklenip eve getirirdi Öğleden sonraları güvercin uçururdu İyi bir güvercinci sayılırdı on onbeş güvercini vardı İyi de ...
günlerden bir gün bu tahtacık kendini bir marangoz dükkanında buldu buraya yolu nasıl düştü niye geldi bilen yoktu dükkanın sahibi antonio isimli fakir görünümlü sevimli güler yüzlü gülünce ...
bir zamanlar annesiyle ırmakta yaşayan küçük bir karabalık vardı bu ırmak dağdaki bir kayadan çıkıyor ve vadinin tabanında akmaya devam ediyordu küçük balık ile annesinin yaşadığı ev siyah ...
tunstall köyü göz alabildiğine uzanan ve ortasından bir nehir geçen vadide kurulmuştu nehrin üzerindeki köprüden karşı tarafa geçilirdi nehrin karşı tarafında etrafı suyla kaplı moat ...
tom tom diye demindeb beri bağırmasına rağmen yine cevap yoktu ah yine nereye gitti bu afacan diye söylendi polly teyze burnunun ucuna yerleştirdiği gözlüklerinin üztünden çevreyi gözden ...
o diğerlerinden oldukça farklıydı kardeşlerinin tüyleri annelerinin tüyleri gibiydi kızılımsı bir renkti ama o boz renkteydi babası tek göz e benziyordu tam anlamıyla bir kut soyuna ...
simon kendine ait evi ve toprağı olmayan yoksul bir kunduracıydı karısı ve çocuklarıyla beraber bir kulübede yaşıyor ve emeğiyle geçiniyordu fakat emek ucuz ekmek ise çok pahalıydı ...
büyük bir şehrin ortasında parktaki ağaçlardan daha yüksek bir sütun üzerinde mutlu prens in heykeli bütün ihtişamıyla beliriyordu kentin neresinden bakılırsa görebilmek mümkündü Şehrin ...
sinbad büyük halife harun el reşit zamanında bağdat ta yaşayan çok zengin bir adamdı güzel bir evi vardı o ve arkadaşları hava sıcakken bahçede ağaçların altına oturur konuşurlardı Şimdi ...
24 mayıs saat 18 15 de yük gemisi pharaoh marsilya limanına yanaşırken görüldü limana yaklaşırken alışılmadık bir biçimde yavaş hareket ediyordu gemide bir şeyler olmuş galiba dedi biri ne ...
bir türlü çözemediğim büyük bir sır bu benim için de küçük prens i çok sevenler için de bilmediğiniz bir yerlerde tanımadığınız bir koyunun bir gülü yemiş ya da yememiş olması evrende çok ...
geceydi ve dışarıda korkunç bir fırtına vardı babam ölmüş annem yapayalnız kalmıştı Üstelik annem bebek bekliyordu kapı çalındı kapıda biri var peggotty dedi annem peggotty hem hizmetçi ...
İngiltere nin bir kasabasında adı kimsesizler evi olan kalacak yerleri ve parası olmayan yoksul insanların yaşandığı bir ev vardı oliver twist bu evde dünyaya geldi annesi genç bir kadındı ...
kıştı ve hava çok soğuktu yağmur yağdığı için dışarı çıkmadığıma memnundum Çünkü kuzenlerim john eliza ve georgiana reed ile uzun yürüyüşlere çıkmak hiç hoşuma gitmiyordu bu yürüyüşlerde ...
ben 1632 yılında york şehrinde doğmuşum babam bu şehre sonradan yerleşen bir yabancıydı bu şehirde ticaret yaparak çok paralar kazanmış bir robinson olan annemle evlenmiş ve annemin ...
bugün okulun ilk günü bu sabah annem beni baretti İlkokulu na götürdü sokaklar çocuklarla dolup taşmıştı okulın önüne yaklaştığımda omzuma bir elin dokunduğunu hissettim bu benim ikinci ...
eski zamanlarda japonya sahillerinden birinde urashima tara adında genç bir balıkçı yaşarmış bir gün sahilde dolaşırken üç erkek çocuğun yakaladıkları bir deniz kaplumbağasını sopalarla ...
bir varmış bir yokmuş dürüst çalışkan bir çiftçinin yaşlı bir eşeği varmış hayvancık yıllarca efendisi için çalışmış çabalamış nice ağır yükler taşımış ama yıllar geçtikçe günden güne ...
Kitaplar