tom tom diye demindeb beri bağırmasına rağmen yine cevap yoktu ah yine nereye gitti bu afacan diye söylendi polly teyze burnunun ucuna yerleştirdiği gözlüklerinin üztünden çevreyi gözden ...
o diğerlerinden oldukça farklıydı kardeşlerinin tüyleri annelerinin tüyleri gibiydi kızılımsı bir renkti ama o boz renkteydi babası tek göz e benziyordu tam anlamıyla bir kut soyuna ...
simon kendine ait evi ve toprağı olmayan yoksul bir kunduracıydı karısı ve çocuklarıyla beraber bir kulübede yaşıyor ve emeğiyle geçiniyordu fakat emek ucuz ekmek ise çok pahalıydı ...
büyük bir şehrin ortasında parktaki ağaçlardan daha yüksek bir sütun üzerinde mutlu prens in heykeli bütün ihtişamıyla beliriyordu kentin neresinden bakılırsa görebilmek mümkündü Şehrin ...
sinbad büyük halife harun el reşit zamanında bağdat ta yaşayan çok zengin bir adamdı güzel bir evi vardı o ve arkadaşları hava sıcakken bahçede ağaçların altına oturur konuşurlardı Şimdi ...
24 mayıs saat 18 15 de yük gemisi pharaoh marsilya limanına yanaşırken görüldü limana yaklaşırken alışılmadık bir biçimde yavaş hareket ediyordu gemide bir şeyler olmuş galiba dedi biri ne ...
bir türlü çözemediğim büyük bir sır bu benim için de küçük prens i çok sevenler için de bilmediğiniz bir yerlerde tanımadığınız bir koyunun bir gülü yemiş ya da yememiş olması evrende çok ...
geceydi ve dışarıda korkunç bir fırtına vardı babam ölmüş annem yapayalnız kalmıştı Üstelik annem bebek bekliyordu kapı çalındı kapıda biri var peggotty dedi annem peggotty hem hizmetçi ...
İngiltere nin bir kasabasında adı kimsesizler evi olan kalacak yerleri ve parası olmayan yoksul insanların yaşandığı bir ev vardı oliver twist bu evde dünyaya geldi annesi genç bir kadındı ...
kıştı ve hava çok soğuktu yağmur yağdığı için dışarı çıkmadığıma memnundum Çünkü kuzenlerim john eliza ve georgiana reed ile uzun yürüyüşlere çıkmak hiç hoşuma gitmiyordu bu yürüyüşlerde ...
ben 1632 yılında york şehrinde doğmuşum babam bu şehre sonradan yerleşen bir yabancıydı bu şehirde ticaret yaparak çok paralar kazanmış bir robinson olan annemle evlenmiş ve annemin ...
bugün okulun ilk günü bu sabah annem beni baretti İlkokulu na götürdü sokaklar çocuklarla dolup taşmıştı okulın önüne yaklaştığımda omzuma bir elin dokunduğunu hissettim bu benim ikinci ...
eski zamanlarda japonya sahillerinden birinde urashima tara adında genç bir balıkçı yaşarmış bir gün sahilde dolaşırken üç erkek çocuğun yakaladıkları bir deniz kaplumbağasını sopalarla ...
bir varmış bir yokmuş dürüst çalışkan bir çiftçinin yaşlı bir eşeği varmış hayvancık yıllarca efendisi için çalışmış çabalamış nice ağır yükler taşımış ama yıllar geçtikçe günden güne ...
bir varmış bir yokmuş hansel le gretel adında iki kardeş varmış hansel bir gün kız kardeşinin elini tutmuş zavallı anacığımız öldüğünden beri mutluluk yüzü görmedik demiş Çünkü üvey ...
her taraf kapkara yıl 1860 mart ayının dokuzuncu günü kara kara bulutlar göğü kaplamış denizde ilerlemek gittikçe güçleşiyor görüş mesafesi birkaç kulaca inmiş bu hava şartlarında slugi ...
adım İsmail size birkaç yıl önce yapmış olduğum deniz yolculuğunun hikayesini anlatacağım param olmadığı ve değişiklik istediğim zaman denize açılmak için hemen bir gemi ararım zenginlerin ...
john ağacın altında uyuyan kardeşi michael e ne düşünüyorsun söyle bakalım diye sordu michael tabii ki düşler adası nı diyerek yanıt verdi düşler adası ve peter pan bir an olsun aklımdan ...
güneşli ve pırıl pırıl bir temmuz sabahıydı o şirin mayenfeld köyü nden alp dağı na tırmanan patika yolda iki kişi yürüyürdu biri iriyarı ve sağlam yapılı bir genç kız diğeri ise büyük ...
nottingham robin hood un ormana gidişinden bir yıl sonraki güneşli bir eylül gününün öğleden sonrası böylesi güzel bir günde hayatta olmak çok güzeldi ama atıyla şehri dolaşmaya çıkan Şerif ...
gemideki yolculuğumuz tehlikelerle doluydu her geçen gün tehlikeler daha da artıyordu yeterince beslenemiyorduk üstelik çok da yorgunduk Önce on kişi açlığa yenik düşerek öldü onları ...
nat plamfild dekiler tarafından çok iyi bir şekilde karşılanmıştı bu durumdan çok memnun olmuştu kapıyı açan hizmetçi kadına bay lavrens in gösterdiği mektubu uzattı holde kendisine ...
one day ali baba was in the forest when he had just cut wood enough to load his asses he saw a great cloud of dust it was approaching him at a distance the troop to the number of fourty ...
nemmeno la donna aveva mai saputodell esistenza di quello zio che tuttavia lepiacque perch assicurava di volersi prenderecura di aladino che lo avrebbe indotto alavorare e l avrebbe fatto ...
2980 içerikten 2904-2928 arasındakiler gösteriliyor.
Kitaplar